Merkez Bankası’nın Faiz İndirimleri ve Siyasi Gündem
Siyaset gündeminin ısındığı günlerde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), aralık ayında başladığı faiz indirimlerini devam ettirerek politika faizini %42.5 seviyesine çekti. Merkez’in bu faiz indirimlerine erken başladığını düşünen Ekonomist Atilla Yeşilada, “bundan sonrası çok tehlikeli” uyarısında bulunarak, siyasi tartışmaların ekonomiye olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Yeşilada, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, TÜSİAD soruşturmaları ve diploma tartışmaları gibi tansiyonu artıran gelişmelerin Türkiye’ye hiçbir kazanç sağlamayacağını belirtti ve “Böyle giderse Türkiye siyasi gerginliği kaldıramaz. Bunun sadece ekonomik değil, sosyal etkileri de büyük olur” ifadesini kullandı.
Saray’dan Gelen Rica (!)
Yeşilada, enflasyonla etkin bir mücadele sürdürülmek isteniyorsa yapısal reformların gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı. “Türkiye ekonomisi, daha az enflasyon üreterek, daha fazla sanayi ve hizmet üretimi için adımlar atmalı” diyen Yeşilada, şu ana kadar yapılan faiz indirimlerinin finansal açıdan zarar vermediğini ancak TL’den dövize geçişi tetikleyebileceğini ya da carry trade’in önünü kesebileceğini belirtti. Ancak, “Bundan sonrası çok tehlikeli” değerlendirmesini yaptı.
Erken seçim tartışmaları ve artan siyasi belirsizlikler piyasalara damgasını vurduğunda, Merkez Bankası’nın kritik bir dönemece gireceğini öngören Yeşilada, “Seçim sonrası enflasyon beklentileri yeniden yükselirse, TCMB’nın ‘siyasi etki’ ile mi yoksa ‘kendi başına’ mı hareket ettiğini göreceğiz” dedi. TCMB kararları üzerinde politik etki olduğu yönündeki düşüncelerin yaygın olduğunu belirten Yeşilada, “Özel sohbetlerde Saray’dan gelen rica üzerine faiz indirildiğini düşünen yabancılar var” yorumunu yaptı.
Bir Seferlik Servet Vergisi Şart
Yeşilada ayrıca, “Vergi reformu konuşuyoruz. Mehmet Şimşek, doktor ve sanatçı denetleyerek vergi toplamaya çalışıyor. Ancak Gelir Vergisi veya bir seferlik Servet Vergisi şart” dedi. Enflasyonla mücadelenin güçlü bir TL politikasına güvenilerek sürdürüldüğünü ve bunun sıkıntılı bir yol olduğunu düşünen Yeşilada, “Buradan çıkmak için doları serbest bırakmak zorundasınız. Ekim ayında turistler döndüğünde ve okullar açıldığında biriken risklerin etkisi açığa çıkacaktır. Bu nedenle siyasi baskı sürdürülemez” şeklinde konuştu.
Bunlar ‘İnşallah’ Politikaları
Temkinli karamsarlığının iki istisnasını da paylaşan Yeşilada, ABD Başkanı Donald Trump kaynaklı Avrupa ile yakınlaşmanın ve Gümrük Birliği müzakerelerinin başlamasının devrim niteliği taşıyacağını belirtti. Ayrıca, Ortadoğu’daki gelişmelerle petrol fiyatlarının 40-50 dolara düşmesinin cari açık ve enflasyonu doğal olarak azaltabileceğini ifade etti. Ancak, Yeşilada, “Bunlara güvenilerek politika yapılmaz. Bunlar sadece ‘inşallah’ politikaları” dedi.
Herkes Siyasi Baskıdan Kurtulmak İster
Atilla Yeşilada, devamında şöyle konuştu: “Diploma denildiğinde bu ülkede akla Cumhurbaşkanı gelir, günümüzde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploması gündemde. Bununla ne elde edilmek istendiği anlaşılır gibi değil. SONAR’ın son anketine göre, İmamoğlu’na açılan sahte diploma soruşturmasını yanlış bulanların oranı %58.3 olarak ölçüldü. ‘TÜSİAD’a açılan soruşturmayı doğru buluyor musunuz?’ sorusuna ise %47 ‘doğru bulmuyorum’ yanıtını verdi. ‘Doğru’ bulanlar ise sadece %22.”
Yeşilada, “Mısır’da yeni fabrikalar kurulduğunu duyuyoruz. Bunun sebeplerinden biri de herkesin siyasi baskıdan kurtulmak istemesi. ‘AKP’liyim, beni etkilemez’ düşüncesi yanlıştır. Ekonomide herkesin en çok korktuğu şey, devletin malınıza el koymasıdır. Bunu bir günde göremeyiz. Özellikle orta ve küçük ölçekli şirketlerin ya yatırımlarını ertelediğini ya da yurt dışına taşımak zorunda kaldıklarını duyuyoruz. Tansiyon bir gecede yükselir; buna benzer bir durum yaşanabilir.”
