Dünya Sanat Günü: Yaratıcılığın ve Dönüşümün Kutlaması
Yarın kutlanacak olan “Dünya Sanat Günü”, 2011 yılında ünlü Türk sanatçı Bedri Baykam’ın, Uluslararası Sanat Derneği’nin Meksika’daki toplantısında bu çarpıcı fikri öne sürmesiyle hayat buldu. 15 Nisan’ın, Rönesans’ın dehası Leonardo Da Vinci’nin doğum günü olması sebebiyle öneri, katılımcılar arasında çoğunluk oyu alarak kabul edildi. 2012 yılından bu yana her yıl 15 Nisan’da, dünya genelinde insanlar, sanatın önemini ve etkisini kutlamak amacıyla bir araya geliyor. Sanat; bireylerin içindeki yaratıcılığı ve yeniliği beslerken, kültürel çeşitliliği teşvik eden ve toplumsal bağları güçlendiren bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle 15 Nisan, kültürel mirasın, yaratıcı düşüncenin ve toplumsal dönüşümün kutlandığı özel bir gün olarak kabul ediliyor. Türkiye’nin çeşitli illerinde pek çok sanatsal etkinlik gerçekleştirilerek, bu anlamlı gün coşkuyla kutlanıyor.
“KOLEKTİF VİCDANIN TAŞIYICISI”
Gazetemize konuşan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, sanatın derin anlamlarını vurguladı. Atalar, “Sanat, yalnızca bir estetik ifade biçimi değildir; aynı zamanda toplumsal belleğin, siyasal düşüncenin ve kolektif vicdanın taşıyıcısıdır. Tarih boyunca her büyük siyasal dönüşüm, ardında güçlü bir sanatsal iz bırakmıştır” dedi. Atalar, siyasetin sadece sözlerle değil, çeşitli imgeler ve melodilerle de sahnelerle kurulduğunu belirtti.
“ÖZGÜR SANAT, ÖZGÜR TOPLUMUN HABERCİSİ”
Sanatın siyaset içerisindeki rolünün dönemsel olarak değiştiğini dile getiren Atalar, “Sanat, hiçbir dönemde yalnızca ‘güzellik üretimi’ olmamıştır. İktidarların dili, halkların hafızası, direnişin estetik biçimi ve kolektif kimliğin temsili olarak sanat, her zaman politik bir olgu olmuştur” ifadelerini kullandı. Atalar, “Özgür sanat, özgür toplumun habercisidir” diyerek, sanatın korunmasının demokrasinin, düşünce özgürlüğünün ve eleştirel kültürün savunulması anlamına geldiğini belirtti. Sanatçıların dönüştürücü gücünü hatırlatan Atalar, “Sanat, siyaseti estetize etmek veya meşru kılmak için değil, siyasal olanı görünür kılmak ve dönüştürmek için vardır. Çünkü sanat, bir toplumun neye baktığını değil, neyi görmezden geldiğini de anlatır” dedi. Atalar, “Sanat yalnızca siyasetin süsü değil, onun vicdanıdır. Toplumu dönüştürmek için sanatın hem bir araç hem de bir ortak olduğunun altını çizerek sözlerini noktaladı.