Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde Anlamlı Bir Sergi
Ankara Resim ve Heykel Müzesi, 11-24 Nisan 2025 tarihleri arasında sanatseverlere unutulmaz bir deneyim sunan bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Burçak Yakıcı’nın üstlendiği “Schwarzenbach’ın Objektifinden Ankara’da İsviçre İzleri” başlıklı bu sergi, İsviçre Büyükelçiliği’nin değerli desteğiyle gerçekleşiyor. Girişin ücretsiz olduğu bu sergide, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye ile İsviçre arasında tesis edilen kültürel, mimari ve entelektüel etkileşimler derinlemesine inceleniyor.
Sergi, 1933 yılında Ankara’ya gelen İsviçreli yazar, fotoğrafçı ve gazeteci Annemarie Schwarzenbach’ın objektifinden kente dair yakalanmış eşsiz kareleri, Türkiye’de ilk kez gün yüzüne çıkarıyor. Schwarzenbach’ın yazıları ve göz alıcı fotoğrafları aracılığıyla, dönemin Ankara’sının şehir manzaraları, mimari dönüşümü ve modernleşme süreci izleyiciyle buluşuyor. Bu sergi, izleyicilere yalnızca bir görsel yolculuk sunmakla kalmayıp, aynı zamanda bir dönemin ruhunu da hissettiriyor.
Özellikle, Türkiye ve İsviçre arasında 1925 yılında imzalanan Dostluk Antlaşması’nın 100. yılı anısına düzenlenen bu sergi, iki ülke arasındaki tarihi birlikteliği sanat aracılığıyla görünür kılıyor. İsviçre Ulusal Kütüphanesi, Annemarie Schwarzenbach Arşivi ve Cenevre, Zürih ile Bern üniversitelerinden temin edilen belgeler ışığında hazırlanan küratöryel araştırma, izleyicilere zengin bir görsel ve tarihsel anlatı sunuyor.
ÖNEMLİ İSİMLER ANILIYOR
Sergide ayrıca, İsviçreli-Avusturyalı mimar Ernst Arnold Egli ile birlikte çalışan ve Ankara’nın başkent olarak inşasında önemli bir rol oynayan Arif Hikmet Holtay, Sedad Hakkı Eldem, Emin Onat ve Bedri Uçar gibi önemli isimler de anılıyor. Bu bağlamda, sergi sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda iki ülke arasındaki köklü ilişkilerin bir yansıması olarak da değerlendiriliyor.
Schwarzenbach’ın Objektifinden Ankara’da İsviçre İzleri sergisi, 24 Nisan’a kadar Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde ziyaret edilebilir. Bu özel sergi, tarih ile sanatı buluşturarak iki ülkenin ortak hafızasını yeniden hatırlatıyor ve izleyicileri derin düşüncelere sevk ediyor.
